long ingilizce anlamı ne demek?

"Long" kelimesi birçok farklı anlama gelebilir ve kullanımına bağlı olarak farklı birçok anlamı bulunmaktadır. Bazı örnekler aşağıda verilmiştir:

  1. Uzun: Physically extended in length, or measured from end to end. (Fiziksel olarak uzun, uçtan uca ölçülen) örnek: He has long hair. (Uzun saçları var.)

  2. Sürekli: Continuing for a period of time without interruption or pause. (Durdurulamayan, kesintisiz) örnek: I've had a long day at work. (Uzun bir iş günü geçirdim.)

  3. Beklenen: Of great duration; occurring far into the future. (Uzun sürecek, geleceğe yönelik) örnek: It's going to be a long time before we finish this project. (Bu projeyi bitirene kadar uzun bir zaman alacak.)

  4. İstekli, Eğilimli: Having a strong desire or tendency for something. (Bir şeyi yapmak için istekli veya eğilimli olan) örnek: I've been longing to see you. (Seni görmek için sabırsızlanıyorum.)

  5. Hatasız: Having a strong and successful history or record. (Başarılı geçmişe sahip olan) örnek: He has had a long career as a CEO. (O, CEO olarak uzun bir kariyere sahiptir.)