"Long" kelimesi birçok farklı anlama gelebilir ve kullanımına bağlı olarak farklı birçok anlamı bulunmaktadır. Bazı örnekler aşağıda verilmiştir:
Uzun: Physically extended in length, or measured from end to end. (Fiziksel olarak uzun, uçtan uca ölçülen) örnek: He has long hair. (Uzun saçları var.)
Sürekli: Continuing for a period of time without interruption or pause. (Durdurulamayan, kesintisiz) örnek: I've had a long day at work. (Uzun bir iş günü geçirdim.)
Beklenen: Of great duration; occurring far into the future. (Uzun sürecek, geleceğe yönelik) örnek: It's going to be a long time before we finish this project. (Bu projeyi bitirene kadar uzun bir zaman alacak.)
İstekli, Eğilimli: Having a strong desire or tendency for something. (Bir şeyi yapmak için istekli veya eğilimli olan) örnek: I've been longing to see you. (Seni görmek için sabırsızlanıyorum.)
Hatasız: Having a strong and successful history or record. (Başarılı geçmişe sahip olan) örnek: He has had a long career as a CEO. (O, CEO olarak uzun bir kariyere sahiptir.)
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page